Skip links

#2 Değişim: Tarihten Günümüze, Teknolojiden İş Dünyasına

F: Bugün Ceren ve Meral’le birlikte değişim ve dönüşüm hakkında konuşacağız biraz. Değişim kavramının tarihsel sürecine, hayatımızdaki yerine, değişimde teknolojinin etkisine ve değişimin iş dünyasındaki yansımalarına değineceğimiz harika bir içerik sizleri bekliyor.

Aslında değişim dediğimiz kavram, dünya var olduğundan beri mevcut olan, evrimsel de bir kavram. Örneğin ilk insanları düşündüğümüzde, ne yapmışlar, mağara duvarlarına resimler çizerek çevrelerindeki dünyayı, düzeni anlamaya ve anlatmaya çalışmışlar. O resimleri incelediğimizde de zaman içinde farklılaştıklarını, değiştiklerini gözlemliyoruz. Yani bu mağara resimleri bize o dönemin toplumsal ve çevresel değişimlerine dair bir pencere açarak insanların süreç içindeki değişimi ve gelişimini de gösteren adeta birer belge diyebiliriz değil mi? Zaman içinde de üzerine daha çok düşünülen kafa yorulan bir kavram olmuş değişim.

C: Evet, kesinlikle, hatta burada Heraklitos’un “Değişmeyen tek şey değişimdir” sözünü de anımsatmak isterim. Heraklitos burada, evrende sürekli bir değişim ve akış olduğunu vurguluyor aslında. Varlıkların sabit ve değişmez olmadığını, aksine sürekli bir değişim içinde olduğunu söylüyor. Yani evrenin temel bir özelliği olarak; doğanın, toplumun ve insanın sürekli bir değişim ve dönüşüm akışında olduğunun altını çiziyor.

M: Bir de yine Heraklitos’un “Aynı nehirde iki kere yıkanmaz” sözü var aynı şekilde değişimi vurguladığı, biliyorsunuz. Orada da nehir metaforunu kullanarak şunu ifade etmek istiyor: Bir kişi aynı nehirde iki kez yıkanırsa, ilk yıkandığı su akmış ve yerine yeni su gelmiştir. Yani, nehrin suyu sürekli akar, değişir ve aynı nehirde yıkanan kişi her seferinde farklı bir suyla karşılaşır. Aynı zamanda o kişi de sürekli değişim halindedir ve sonuçta artık ne nehir aynı nehirdir ne de siz aynı sizsinizdir.

C: Aynen öyle, aslında an be an, gün be gün değişmekteyiz ama kısa zaman aralıklarında çok fark edemiyoruz sanırım. Şöyle geri dönüp baktığımızda aslında hayatlarımızda ne kadar köklü değişiklikler olmuş ve olmaya devam ediyor.

F: Kesinlikle! İletişim, insan ilişkileri, kendimizi ifade edişimiz, normlarımız, bakış açılarımız sürekli bir değişim halinde. Ve bu değişim o kadar hızlı oluyor ki… Örneğin hafta başında çok popüler olan bir uygulama, trendtopicler o hafta bitmeden popülerliğini kaybedip onun yerine bambaşka bir gündemi konuşuyor oluyoruz.

M: Tabii, bu hızlı değişimlerin getirdiği bir diğer şey de kısa süre içinde geçerliliğini yitiren trendler. Bir anda popüler olan bir şey, bir ay sonra unutulup gidiyor. Moda dünyası da bundan nasibini alıyor, bir ay içinde trend olan kıyafetler bir sonraki ay raflarda yer bulamıyor.

F: E tabi bir de alışkanlıklarımız değişti, çok hızlı tüketen bir toplum haline geldik. Tabi bu değişimde özellikle teknolojinin büyük bir etkisi var. Her şeyi çok hızlı tüketiyoruz. Sosyal medyada yoğun bir içerik havuzu içinde bu içerikleri müthiş bir hızla tüketme eğilimindeyiz. Ayrıca, kendimizi ifade biçimimiz de değişiyor. Eskiden mektuplarla iletişim kurar, günlerce beklerdik. Şimdi ise birbirimize anında mesajlar gönderiyor, hatta dünyanın öbür ucundaki bir arkadaşımızla video aramalar yapıyoruz. İletişim hızı, insan ilişkilerimizi de şekillendiriyor.

M: Evet, teknolojinin etkisi gerçekten büyük. Sadece iletişimde değil, yaşam tarzlarımızda da önemli değişikliklere neden oldu. Mikro seviyede düşündüğümüzde bile evlerimizde günlük kullandığımız ev aletleri günlük yaşam alışkanlıklarımıza etki ediyor. Yemek yapma, yemek yeme, spor yapma ya da temizlik yapma şeklimiz bile değişti.

C: Bu değişim bir de sadece somut olarak yansımadı tabi ki, duygu ve düşüncelerimiz de bu değişimle birlikte farklılaşmaya başladı. Artık heyecanlandığımız şeyler, beğenilerimiz, konfor tanımlarımız, tatmin ölçütlerimiz de farklılaşıyor. Bu hızlı değişimler bazen zorlayıcı olabiliyor. Alıştığımız düzenlerin, alışkanlıkların hızla değişmesi, bir yandan da zaman zaman eskiyi özlüyoruz gibi hissettirebiliyor. Ama bir yandan da bu değişimlerle gelen olanaklar ve yenilikler de hayatımızı oldukça kolaylaştırıp renklendiriyor.

M: Dolayısıyla, sadece aktif bir şey yapmasak bile, çevremizdeki değişimler bizi etkiliyor ve biz de bu değişimlere ayak uyduruyoruz. Hatta her şey o kadar hızlı değişiyor ki, sadece durarak; aslında geriye doğru gidiyoruz.

C: Bir de asıl, dünyanın ciddi anlamda değişmesi konusu var tabi. Makro seviyede de artık yapay zekadan, 3 boyutlu yazıcılardan, sanal gerçeklikten bahseder olduk. Teknoloji evet büyük bir itici güç ve dolaylı olarak işte ekonomik krizler, salgınlar gibi etkiler de bu hızlı değişimde ciddi rol alıyor.

F: Tabi ki, özellikle Pandemi sonrasında birçok sektörde değişiklikler ve dönüşümler yaşandı. Örneğin, sağlık sektöründe dijitalleşme, eğitim sektöründe uzaktan eğitim modellerinin artması, perakende sektöründe online alışverişin büyük bir ivme kazanması gibi.

M: Evet, aynı zamanda birçok şirket, iş süreçlerini dijitalleştirerek daha esnek hale gelmeye çalıştı. Sanal toplantılar, uzaktan çalışma olanakları ve diğer dijital araçlar, iş dünyasının yeni normalleri haline geldi.

C: Ancak, bu değişimlere rağmen bazı bireyler ve organizasyonlar değişime karşı direnç gösterme eğiliminde olabiliyorlar. Yeni teknolojilerle uyum sağlamak, iş süreçlerini dijitalleştirmek veya alışkanlıkları değiştirmek pek çok kişi için zorlayıcı olabiliyor.

F: Değişime direnç gösterilmesi, aslında insanların konfor alanından çıkmak istememesi, bilinen bir geçmişten bilinmez bir gelecek duygusu bir belirsizlik yaratıyor. Bu da insanları endişelendirebiliyor.

M: Ancak, değişime direnç göstermenin, uzun vadede bireylere ve organizasyonlara negatif etkisi olabilir. Değişimin kaçınılmaz olduğu bir dünyada, bu direnç fırsatları kaçırma riskini artırabilir. Bu nedenle, değişimi kucaklamak ve benimsemek önemli.

C: Bu hızla değişen dünyada, değişimi kucaklamak, aslında kendi potansiyelimizi keşfetme fırsatıdır. Her yeni gün, bir öncekine nazaran farklı bir deneyim sunar ve yeni bir öğrenme şansı tanır. Değişimi sadece bir zorunluluk olarak değil, aynı zamanda bir serüven olarak görmek, bizi gelecekteki fırsatları daha iyi değerlendirmeye ve hayatımıza anlam katmaya yönlendirir. Unutmayalım ki, değişim bizi güçlendirir, geliştirir ve yenilikçi olmamıza olanak tanır. Bu yolda birlikte ilerleyerek, yeni ufuklara açılan kapıları keşfetmek için heyecan duyalım. Gelecek, değişimi kucaklayanların ve öğrenmeye açık olanların elindedir.

F: Profesyonel koçluk, dönüşüm danışmanlığı hizmetleri ve benzersiz eğitim içerikleriyle siz de değişimin bir parçası olmak için hemen Projera’yla tanışın.

Birbirinden farklı podcast içeriklerimizle, sonraki bölümlerde görüşmek üzere.

Explore
Drag